İnsan gözünü ölçmek, sadece bir tıbbi işlem değil; aynı zamanda bir kültürün dünyayı nasıl gördüğünü anlamanın bir yoludur. Bir antropolog olarak her zaman şu soruyla başlarım: “Görmek” evrensel bir fiil midir, yoksa kültürden kültüre değişen bir anlamlar dizisi midir? Bu sorunun cevabını ararken, “Göz ölçümü kim yapar?” sorusu birden bire teknik bir meraktan çıkar, insanın kendisini ve dünyayı algılama biçimini temsil eden bir sembole dönüşür. 1. Görmenin Antropolojisi: Gözden İçeriye Bakmak İlk insan topluluklarından günümüze kadar, göz her zaman bir bilgi kapısı olarak görülmüştür. İlkel kabilelerde şamanlar, hastalıkların “gözdeki karanlık”tan geldiğine inanırdı; oysa modern toplumlarda optometristler, aynı gözdeki kırılma kusurunu…
8 YorumEnerji Dolu Fikirler Yazılar
Göstermecilik Ne Demek? Psikolojik Bir Mercekten İnsan Davranışlarının Sahnesi Bir psikolog olarak bazen kendimi, insanların sahneye çıktığı, rollerini büyük bir dikkatle oynadığı bir tiyatro salonunda hissederim. Günümüz dünyasında herkesin bir izleyicisi, herkesin bir rolü var. Ama kimsenin tam olarak kim olduğu belli değil. İşte bu noktada “göstermecilik” devreye giriyor. Peki, göstermecilik ne demek? Bu sadece “kendini göstermek” midir, yoksa daha derin bir psikolojik dinamik mi taşır? Bilişsel Psikoloji Açısından Göstermecilik Bilişsel psikoloji, insanın düşünce süreçlerini ve algı mekanizmalarını anlamaya çalışır. Bu açıdan göstermecilik, bireyin dış dünyaya sunduğu imaj ile kendi iç dünyası arasındaki bilişsel çelişkiyi ifade eder. İnsan, başkalarının kendisini…
Yorum BırakGörüngücülük Nedir Felsefe? Bilincin Aynasında Gerçekliğe Yolculuk Bir filozofun gözleriyle dünyaya baktığınızda, gördüğünüz yalnızca nesneler değildir; aynı zamanda onların size “görünme” biçimleridir. İnsan, sadece bakan değil, anlam veren bir varlıktır. İşte görüngücülük (fenomenoloji), bu anlam verme sürecini, yani bilincin dünyayla kurduğu ilişkiyi anlamaya çalışan bir felsefi yaklaşımdır. Bu akımın temelinde şu düşünce yatar: Gerçeklik, bizden bağımsız bir şekilde orada duran bir şey değildir; o, bilincimizin deneyiminde, bize “nasıl göründüğü” biçiminde ortaya çıkar. Edmund Husserl’in öncülüğünde doğan bu düşünce, yalnızca bilgiye değil, varlığa ve etik yaşama dair tüm algılarımızı kökten sarsmıştır. Epistemolojik Perspektif: Bilgiye Fenomenin Penceresinden Bakmak Görüngücülük epistemolojik açıdan, bilginin…
Yorum BırakGörsel İşitsel Teknikler ve Medya Yapımcılığı Nedir? Zamanın Hafızasını Kayıt Altına Almak Tarih, yalnızca yazıyla değil, sesle ve görüntüyle de anlatılır. Bir tarihçi olarak geçmişin izlerini sürerken fark ettim ki, kelimeler bazen yetmiyor; bir dönemi anlamak için insanların yüz ifadelerine, ses tonlarına, mekânların dokusuna da bakmak gerekiyor. Görsel işitsel teknikler tam da bu noktada devreye giriyor: geçmişi yalnızca anlatmakla kalmayıp, onu yeniden görünür ve duyulur kılıyor. Bugün “medya yapımcılığı” dediğimiz alan, bu tekniklerin çağdaş yüzü; hikâyenin biçim bulduğu, anlamın görüntüyle harmanlandığı bir dünya. Tarihin İlk Kadrajı: Görsel-İşitsel Hafızanın Doğuşu Görsel ve işitsel anlatımın kökleri, insanlık tarihinin en eski dönemlerine kadar…
Yorum BırakTüketimin Sosyolojik İzleri: Gross Market Ne Zaman Kuruldu? Bir araştırmacı olarak toplumsal yapıların bireylerle olan etkileşimini gözlemlerken, en sıradan görünen davranışların bile ne kadar derin anlamlar taşıdığını fark etmek her zaman büyüleyici gelir. İnsanlar markete gitmek, alışveriş yapmak veya bir markayı tercih etmek gibi gündelik eylemleri yalnızca ihtiyaçlarını karşılamak için yapmaz; bu eylemler kimliklerini, değerlerini ve aidiyetlerini ifade etmenin yollarıdır. “Gross Market ne zaman kuruldu?” sorusu, yüzeyde basit bir bilgi arayışı gibi görünse de, aslında tüketim kültürünün toplumsal dokudaki yerini anlamak için güçlü bir başlangıç noktasıdır. Gross Market’in Ortaya Çıkışı ve Modern Tüketim Kültürü Gross Market, Türkiye’de 1990’lı yılların sonlarından…
8 YorumHangi Ülkenin Geyiği Meşhur? Geyik Gibi Cevaplarla Dolup Taşan Bir Yolculuk! Geyik Muhabbetine Hoş Geldiniz! Şimdi dürüst olalım… “Hangi ülkenin geyiği meşhur?” diye sorunca çoğumuzun aklına önce geyik muhabbeti geliyor, değil mi? İşte tam da bu yüzden bu yazı hem kelimenin gerçek anlamıyla geyiklerden hem de sohbetin en tatlı hâlinden bolca barındıracak. Hazır olun çünkü biraz bilimsel, biraz kültürel, bol bol da absürt bir yolculuğa çıkıyoruz. Bir akşam arkadaş grubunuzla oturmuş, kahkaha eşliğinde “Hangi ülkenin geyiği en havalısıdır?” diye tartıştığınızı düşünün. Erkekler hemen haritayı açar, “Bak, bu tür Kanada’da en çok yayılır çünkü ekosistem böyle…” gibi cümlelerle konuyu analiz moduna…
Yorum Bırakİltihaplı Kulağa Gliserin Damlatılır mı? Ekonomik Bir Perspektif Ekonomi, sınırlı kaynakların sınırsız ihtiyaçlar karşısında nasıl dağıtıldığını inceler. Sağlık söz konusu olduğunda da aynı temel prensip işler: Her tercih bir maliyeti beraberinde getirir. Bir ekonomist gözüyle bakıldığında, “İltihaplı kulağa gliserin damlatılır mı?” sorusu yalnızca bir tıbbi mesele değil, aynı zamanda kaynak kullanımının, bireysel kararların ve toplumsal refahın bir yansımasıdır. Çünkü yanlış tedavi, bireyin sağlığını tehlikeye attığı gibi, toplumun sağlık sistemine yüklenen maliyeti de artırır. Piyasa Dinamikleri ve Sağlık Ürünleri Gliserin, piyasada ucuz, kolay erişilebilir ve çok yönlü bir üründür. Kozmetikten gıdaya, ilaçtan sanayiye kadar pek çok alanda kullanımı vardır. Ancak bu…
Yorum BırakGök Kubbe Nerede? Tarihin Göğü Altında İnsanlığın Yolculuğu Bir tarihçi olarak her zaman geçmişin gölgesinde değil, göğünde yürümeyi sevmişimdir. Çünkü tarih yalnızca toprakta değil, göğe bakan gözlerde, yıldızların altındaki dualarda ve kubbelerin taşlarında yaşar. “Gök kubbe nerede?” sorusu, ilk bakışta mimari bir merak gibi görünse de, aslında insanlığın zamanla kurduğu bağın derin bir ifadesidir. Gök kubbe, hem inancın hem bilginin hem de medeniyetin sembolüdür. Bu yazıda, bu sembolün tarihsel serüvenini; kırılma noktalarını, toplumsal dönüşümleri ve bugüne yansıyan anlamlarını keşfedeceğiz. İlk Gök Kubbe: Göğü Taklit Eden Taşlar Gök kubbenin hikâyesi, insanlığın göğe duyduğu hayranlıkla başlar. Antik çağlarda insanlar, evreni anlamlandırmaya çalışırken…
Yorum BırakKart Hamili Nerede? — Cüzdanın İçindeki Sır, İlişkilerin Derin Gerçeği! Bir gün bankamatik önünde sıradasınız. Elinizde kart, kalbinizde stres. Sıra size geliyor, kartı takıyorsunuz ve ekranda o meşhur cümle: “Kart hamili nerede?” İşte o an hepimizin içinde aynı soru yankılanır: “Ya ben kimim?” 😄 Bazen teknoloji değil, kartın kendisi bizi sorguluyor gibi. Sanki kart, “Ben seni tanımıyorum kardeşim, sen kimsin?” dercesine soğuk bir bakış atıyor. Ama gelin, bu “kart hamili nerede?” meselesine hem mizahın hem de toplumsal gözlemin büyülü penceresinden bakalım. Çünkü mesele sadece banka kartı değil, hayatın ta kendisi! — Kart Hamili Nerede? — Gerçekten Nerede? Cüzdanın içindedir, diyebilirsiniz…
Yorum BırakGeveze Kaç Yaşında? Tarihsel Bir Bakış Bir Tarihçinin Samimi Girişi: Gevezelik Kavramının Derinliklerine Yolculuk Tarihe bakmak, sadece geçmişi anlamak değil, aynı zamanda günümüzle köprüler kurmaktır. Geveze kelimesinin ardında yatan tarihsel süreci incelediğimizde, aslında toplumların dönüşümünü, dilin evrimini ve iletişimin farklı biçimlerini de gözler önüne serdiğini fark ederiz. Peki, “Geveze kaç yaşında?” sorusu tam olarak neyi ifade ediyor? Belki de bunu anlamanın yolu, kelimenin tarihsel arka planına ve toplumdaki yerine bir göz atmaktan geçiyor. Çünkü “geveze” kavramı, sadece boşuna konuşmayı değil, aynı zamanda toplumsal değişimlerin ve dilin evrimindeki kırılma noktalarını anlamamıza da ışık tutuyor. Geveze: Tarihsel Bir Kavramın Doğuşu Geveze kelimesi,…
Yorum Bırak